GÜVE İLAÇLAMA NEDİR? (FARMAPEST İSTANBUL BÖCEK İLAÇLAMA SERVİSİ)
- Farmapest Böcek İlaçlama
- 27 Oca 2019
- 13 dakikada okunur
KİMLİK BİLGİSİ
Güve (Tinea); ''böcekler'' sınıfının, ''pulkanatlılar'' takımından,''elbisegüvesigiller'' familyasına ait; ''odun, kumaş, kürk ve tahıllara zarar veren,'' çeşitli türlerdeki ''böceklere ve kurtçuklara'' verilen genel addır. Genellikle ''güve'' denilince; ''larvaları ve erişkinleri, mağaza, depo veya ambar'' gibi yerlerde, oldukça büyük zararlara yol açan, ''küçük kelebeklerin'' tümü anlaşılır!..

GENEL ÖZELLİKLERİ
Güvelerin boyutları,''bulundukları ortama'' bağlı olarak, ''10 mm.'' kadar olabilmektedir. Vücut yapıları, ovaldir. ''Kulakları'', göğsünün arka kısmındadır. En küçük türlerinin boyları; ''5 mm.'' kadardır. Güve kelebeğinin renkleri çok çeşitlidir. Neredeyse, her tür renkte, güve görebilmek mümkündür!.. Ama genellikle; ''pastel, donuk ve mat'' olan, ''kahverengi ve gri'' renkli olurlar.

Güveler, kelebeklere ''fiziksel olarak'' çok fazla ''benzedikleri'' için, birçok kişi tarafından pek ayırt edilemezler. Güvenin vücudunu saran, ''milyonlarca minik tüy'' vardır. ''En büyük güve'' türünün kanat açıklığı, ''2,5 cm.'ye'' kadar ulaşabilir. Güveler, çok uzaktan gelen sesleri bile ''duyabilme'' özelliğine sahiptir. Larvaları, sık ''dokulu ağdan'' ürettikleri, yuvalarda yaşar.

ÜREME
Güveler, birçok ''böcek türünde'' olduğu gibi ''yumurtlama yöntemi'' ile çoğalırlar. Aynı zaman da, ''4 evreli metamorfoz'' geçirirler. Yani; ''yumurta, larva, pupa ve ergin dönemleri'' bulunur. Güveler, yaşadıkları bölgenin ''iklim şartlarına'' bağlı olarak, yıl içerisinde yaklaşık, ''1-5 kez'' ''üreyerek'' çoğalırlar. ''Dişi güve'', her seferinde ''400 adet yumurta'' bırakabilir.

Güveler, öncelikle bulunduğu ortamın; ''ılık ve ışık almayan, loş ve kuytu'' bölgelerine, bir ağ örer ve bu ağın içerisine, ''yumurtalarını'' bırakırlar. ''Elbise güveleri'' yumurtalarını, genellikle; ''kullanılmayan elbiselerin dikiş kısımlarına, yaka altına ve elbiselerinin kıvrılmış kısımlarına'' bırakırlar. ''Halı güvesi ve tahıl güvesi'' gibi türler de, ''bulundukları ortama'' bağlı olarak, farklı yerlere ''yumurtalarını'' bırakırlar.

Beslendikleri yerlere göre, (elbise güvesi; dikiş yerlerine, tahıl güvesi; tahıl bulunan, mutfak dolabının rafları ve çekmecelerine, meyve güvesi; sebze ve meyveler üzerine) yumurtalarını bırakırlar!. Larvaların, ''yumurtadan çıkma süresi'' yaklaşık, ''bir hafta'' kadardır. Yumurtadan çıkan larvaların rengi, genellikle; ''beyazımsı, gridir.'' Ama bu renk, alınan ''besin maddesine'' göre;''açık yeşil, pembe veya soluk kahverengi'' de olabilir.

Larvanın, ''pupa evresine'' geçmesi ''42-56 gün'' arasında değişebilir.''Vücutlarında ürettikleri'' çok ''özel bir salgıyla'' ve etraflarındaki,''yaşam alanlarına uygun'' olan ''ürün liflerinin'' yardımı ile ördükleri, ''kozanın'' içerisinde, ''pupa evresini'' geçirirler. Larvalar,''pupa evresine'' geçince renkleri de ''soluk sarıya'' dönüşür. Bu sürenin içerisinde, asla ''besin'' almazlar!..

Etraflarına ''koza örerek,'' değişime uğrayan ''güve larvaları,'' yaklaşık olarak, ''6-10 günün'' içerisinde tamamen ''olgunlaşırlar.'' Yumurtalarından ''yeni çıkan'' larvaların, ''erişkin güve'' olma süreleri ise, yaklaşık olarak, ''1-1,5 ayı'' bulabilir. Bazı güve türleri ''ergin'' olunca, hiç vakit kaybetmeden, hızla ''çiftleşmeye ve üremeye'' başlarlar!..

Güvelerin ''yaşam süresi ve üreme sıklığı,'' ''türlerine ve yaşam alanlarının koşullarına'' göre değişiklik gösterebilir. Genellikle yaşam süreleri, ''altı ay'' kadardır. Bu böcekler, önce ''larva'' yani, ''kurtçuk veya tırtıl'' olarak yaşar ve bir dönem sonra da, bir nevi ''kelebeğe'' dönüşürler. Güveler, ''kelebek'' şekline dönüşmeden önce, asla ''yumurta'' bırakamazlar!..

BESLENME
Güveler, bazı haşere türlerinin, ''yumurtalarını geliştirebilmek'' için gerekli olan, ''protein ve minerallere'' olan ihtiyacını karşılamak adına, beslenebilmek için; ''insanların ve hayvanların kanına'' kesinlikle ihtiyaç duymazlar!. Bu yüzden de, insanlara asla ''saldırmazlar'' ve onların ''üzerinde'' de kesinlikle bulunmazlar!.. Güveler,''beslenmelerini'' tamamladıktan sonra hızla, yumurta bırakmaya başlarlar!.

Bazı güveler, halı üzerinde, bazıları deri kumaşların arasında, bazıları ise ''tahıl ve ekinlerin'' üstünde görülebilir. her türlü; ''hayvan kılı ve deri kalıntısı'' olan eşyanın özellikle de halıların üzerine yerleşebilir ve buralarda beslenirler. Depolanmış her türlü ''tarımsal ürünü,'' özellikle de; ''tahıl, meyve ve sebzeleri'' tüketerek, ''büyük zararlar'' verirler.

YAŞAM ALANLARI
Güveler; ''doğal ortamdan, yaşam alanlarımıza'' kadar oldukça ''geniş ve farklı'' olan yerlerde karşımıza çıkabilen, ''çok küçük yapılı'' canlılardır. Dünya'nın ''çok soğuk bölgeleri'' hariç, her yerinde bulunurlar. Güveler, ''sıcak ortamlarda'' çok daha hızlı üreyen ve çoğalan, bu yüzden de sıcak yerleri seven canlılardır. Bu nedenle, yaz mevsiminde daha fazla görülür ve evin, en sıcak yerlerinde yuva yaparlar!.

Güveler, doğal ortamlarında; ''ormanlık alanların içlerinde ve durgun su kenarlarında'' sıklıkla görülürler. Bazen, o kadar ''çoğalırlar'' ki; sanki bir ''kar fırtınası'' oluyormuş gibi oldukça geniş bir alana da yayılabilirler. Hatta, bazı bölgelerde ''taşıt ulaşımını'' bile ''aksatacak'' boyutlarda, sayıları, ''milyonları'' aşabilen ''sürüler'' oluşturdukları bile olmaktadır!.. Genellikle bu şekildeki olaylarda, aydınlatma direklerinin; ''sıcak ve aydınlık'' olan kısımlarını tercih ederler!.

GÜVE TÜRLERİ
Güveler; ''bulundukları ortam, yaşam süreleri ve verdikleri zararlara'' göre farklı isimlerde ve çeşitlerde olabilirler. En fazla görülen güve türleri; ''meyve, halı (elbise), zeytin, tahıl, ahşap (odun) ve deri'' güvesidir.

Meyve Güvesi
Meyve güveleri, genellikle ''şeftali ağacının,'' meyve ve fidanlarına musallat olur. Meyvelerin suyunu emerek, ''çürümesine'' neden olurlar. Larvalar, şeftali sürgünlerinin; uç kısımlarından içeriye girerek, ''sürgün'' boyunca açtığı ''galerilerin içinde'' hiç durmadan beslenir. Saldırıya uğrayan sürgün; önce solar, sonra kırılarak devrilir. Larva, terk ettikten sonra ''uç kısmından'' ''5-7 cm.'' kadar uzunluktaki ''dal'' parçası, kuruyarak ölür!..

Larvalar, meyvelere daha çok ''meyvelerin sap ucundaki'', dal ve yaprakların ''temas ettiği'' yerlerden girerler. Şeftali meyvesine giren ''larva,'' direkt olarak ''meyve çekirdeğine'' yönelir. ''Çekirdek'' civarındaki ''meyve özünden'' beslenerek, ''gelişimlerini'' tamamladıktan sonra da içeriye girerken açmış olduğu delikten, meyveyi terk eder. Meyveye,''giriş ve çıkış'' yerlerine yakın, ''zamk'' kıvamında, yapışkan bir ''salgı'' bırakırlar.

''Güve larvası'' oranının, ''çok yüksek'' olduğu bahçelerde, bütün ''sürgün uçlarının'' kuruduğu görülebilir. Kuruyan sürgünden, zamanla yenileri çıktığı için ''fidanlar ve genç şeftali ağaçları'' gücünü kaybederek, ''cılız'' bir hale dönüşür. ''Güve larvalarının'' yapmış olduğu, bu ''sürgün zararı,'' özellikle; ''fidanlıklarda ve genç şeftali ağaçlarında'' ''çok büyük zarara'' yol açar. Aynı
zamanda; ''muşmula, ayva, kayısı, armut, elma, kiraz ve vişne'' ağaçlarına da saldırabilir!..

Zeytin Güvesi (Prays oleae)
Ergin zeytin güvesinin ''boyu; 7-8 mm.'', ''kanat açıklığı ise; 13-16 mm.'' kadardır. Ergin güve fiziki görünüş olarak, ''gümüş'' rengindedir. Üst kanatlarının üzerinde, ''siyah renkli lekeler ve kenar uçlarında da gümüş renginde saçaklar'' bulunur. Dişi zeytin güvesinin vücudu, erkeğe göre ''daha iri'' yapıdadır. Vücutlarının her iki yanında, boydan boya; ''koyu renkli, birer bant'' şekli bulunur.

Zeytin güvesinin yumurtaları; yaklaşık olarak,''0,5 mm. uzunluğunda'' ve ''üzeri basık, kubbe'' biçimindedir. Yumurtalarının üzerinde, ''arı peteğini'' andıran ''beşgen desenler'' bulunur. Yeni bırakılan ''yumurta'' önce ''şeffaf bir halde'' olur. Açılmaya yakın ise, ''kirli beyaz veya sarımsı'' bir renk alır. Ergin güve,''eylül-aralık'' aylarında ''zeytin ağacının yaprakları'' üzerine,''yüzlerce yumurta'' bırakır. Ortamın sıcaklığına bağlı olarak, ''8-16 gün'' içerisinde de yumurtalar açılır.

Zeytin güvesinin larvaları da, tıpkı ''yumurtalarında'' olduğu gibi; ''gri renge yakın, kirli beyaz veya sarımsı'' renklerdedir. Larvaların üzerinde, genellikle bolca ''kıl'' vardır. Bazen de''kılsız'' olan türlerine rastlanabilir. Antenleri (duyarga), ''iki adet'' olup, ''3-4 mm. uzunluğunda ve saç kılı kadar ince bir haldedir.'' Pupa; ''dışarıdan, içerisi görülebilen; seyrek dokulu, beyaz renkli, süngerimsi bir yapının'' içerisinde bulunur.

Zeytin güvesi, ''her yıl, 3 nesil'' verir ve her nesil, zeytin ağacının değişik ''gelişim döneminde'' zararlı olur. Zarar verilen dönemlere göre de; “yaprak dölü, çiçek dölü ve meyve dölü” olarak isimlendirilir. En büyük zararı ise, ''zeytin güvesinin larvaları'' yapmaktadır. Larva, ''çiçeklerin arasında'' beslenirken, ''onları ve henüz açılmamış olan tomurcukları'' tahrip eder ve ''meyve oluşumunu'' engeller. Ayrıca, meyve içine girerek, ''meyve ile meyve sapının birleştiği kısmı'' tahrip eder ve bu ''meyvelerin dökülmesine'' neden olur!.

Bazı yıllarda farklı bölgelerde ''ana zararlı'' konumunda olduğu gözlenmiştir. Zeytin güveleri, özellikle; ''geniş zeytin alanlarında ve önceki yıllarda bilinçsizce yapılan yoğun ilaçlamaların yüzünden doğal dengenin bozulduğu zeytin alanlarında'' büyük sorun olmaktadır. Özellikle, ''hasat zamanı'' zeytinin yapraklarına yerleşen bu güveler, zaman içinde yavaş yavaş ilerler. Yapraklarda ''tüneller'' açarak ilerleyen bu canlılar, ''yaprak altı damarları'' ile beslenirler.

Zeytin güvesi larvası, hemen hemen bütün zeytinliklerde ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Zeytin ağacı olan tüm bölgelerde bulunan bu zararlı böcek, yıllara göre ''% 40-% 75'e'’ varan oranlarda ''zararlar'' verdiği belirlenmiştir. ''Zeytin güvesi larvası'' ağaçlarda;''yaprak, çiçek ve meyvelerde'' büyük zarara yol açmaktadır. Ancak en önemlisi, meyvelerde yaptığı tahribattır. İlkbahar ve sonbaharda, ''aşırı meyve dökümü yaparak'', önemli miktarda zarara yol açar!..

Tahıl Güvesi
Tahıl güvesi, adından da anlaşıldığı gibi, çeşitli ''hububat ürünlerini'' yiyerek beslenirler. En fazla ''tahıl depoları ve ambarlarda görülen bu ''zararlı canlılar'', evlerin kilerlerinde bulunan bakliyatların içerisinde de görülebilirler. Bu tür güveler; dar kanatlı ve kanatlarının kenarları, saçak tüylüdür. Dişi tahıl güvesi, yumurtalarını haziran ortasında başakların üzerine bırakır.
Yumurtadan çıkan larva, daha olgunlaşmamış tanelere girerek, onları içten yemeye başlar.

Tahıllar hasat edildiğinde, larvaların verdiği ''ikinci nesil,'' ambarlardaki tanelere geçer. ''Tahıl güvesi'' zararlısının yiyerek, tahrip ettiği bozulmuş ''buğday taneleriyle'' yapılan gıdalar,''insan sağlığı'' için ''son derece'' tehlikelidir. Buğday güvesi olarak da bilinen türü; ''buğday ve mısır'' gibi tahıllarla beslenir. Tahıl tanesinin ''iç kısımlarını'' kemirerek, yer ve sadece ''dış kabuğu'' bırakarak, çok büyük ''maddi zararlara'' yol açar!..

Odun Güvesi
Odun güvesi (Zeuzera pyrina); larvasına,''sarı ağaç kurdu''da denilen bu ''güve türünün'' ismi, bazı kaynaklarda; ''pars veya leopar odun güvesi'' olarak da geçer. ''Odun ve taze ağaçlarda'' sıklıkla görülen, sarı ağaç kurdu; ''lepidoptera'' takımının, ''cossideae'' familyasından'' olan bir ''güve'' türünün, ''kurtçuk'' halidir. Erginleri; diğer türlere göre ''oldukça iri yapılıdır.'' ''Kanatları, beyaz renklidir ve üzerinde koyu renkli benekler'' bulunur.

Olgun larva; ''50-60 mm. boyundadır ve açık sarı renklidir.'' Üzerinde ''lacivert'' renginde olan, ''minik noktacıklar'' bulunur. Özellikle Avrupa'da, oldukça yaygın görülen bir türdür.''Çok tüylü olan beyaz renkli, göğüs kısmında;''altı adet, siyah benek'' ve beyaz kanatlarında; çok sayıda ''lekeler'' bulunur. Kanat açıklığı, ''35-60 mm.'' kadardır. Bu ''ölçü'' onları,''diğer güve türlerine'' göre çok daha ''üstün ve gösterişli'' kılar!..

Odun güvesi, yumurtalarını; ''ince dallardaki tomurcuk diplerine, çatlaklara ve eski galerilere'' ''tek tek veya yığınlar'' halinde bırakır. Temmuz ayında ''yumurtadan çıkan larvalar,'' ilk önce ''ağaç kabuğunun altında'' beslenir ve daha sonra ''kışı geçirmek'' amacıyla, eski galerilerine geçerler. İlkbaharda kışlıktan çıkan larvalar, önce ince dallarda beslenir ve daha sonra ''kalın dal ve gövde'' de ''derin galeriler'' açarlar.

Larvalar, çeşitli türlerde olan ''geniş yapraklı ağaç ve çalılarla'' beslenirler.''Pupa evresinden'' çıkmadan, 2-3 yıl kadar, gövde veya dalların içerisinde beslenirler. İlk erginler, haziran ayının başında görülmeye başlarlar. İlk uçuş dönemi; ''haziran-eylül ayları'' arasıdır. Odun güveleri, yaklaşık olarak, ''iki yılda sadece bir kez,'' yeni nesil verirler. Ağaçların, ''gövde ve dallarında'' ''derin galeriler'' açarak, bu kısımların; ''kırılmasına ve de kurumasına'' neden olurlar.

Odun güveleri; ''ahşap, tahta, ağaç'' gibi ''eşyaların'' üzerinde bulunur. İnsanlara herhangi bir zararları yoktur. Ancak girdikleri alanlarda bulunan eşyalara, çok büyük oranda zarar verirler. Diğer ''güve türlerinde'' olduğu gibi bu türde de üreme, çok ''hızlı şekilde'' olduğundan, ''odun güveleri'' çok kısa bir sürenin içinde,''büyük bir alana'' yayılabilmektedir. Oldukça ''önemli'' bir ''meyve'' zararlısıdır.

Halı (Elbise) Güvesi
Halı güvesi (Anthrenus Verbasci); böceklerin, ''tineidae'' familyasından olan ve insanlara ''en fazla zarar veren'' güve çeşididir. ''Açık kahverengimsi - sarı (saman renkli) kanatları'' vardır. Kanatlarının üzerinde, benek bulunmaz. Sadece uç kısımlarında, ''gri lekeler'' vardır. Elbise güveleri, uygun şartlarda bir yılda ''3-4 nesil'' verebilirler. Bir dişi, her defasında da''100 adet'' kadar yumurta bırakır.

''Halı ve kilimlerin'' içerisinde saklanarak, varlığını sürdüren bu tür güveler, evlerimizde ''en fazla görülen'' türlerdendir. ''Kumaşlar, elbiseler, kürk, halı ve manto'' gibi eşyaların üzerinde, sıklıkla görülebilirler. Bu tür güveler,''kumaş yiyerek'' beslenir ve yerleştiği kumaşı ''tüketmek amacıyla'' delerek, ''zarar görmesine'' neden olur!..Bir yılda üreyen nesil, 40 kg. kadar yünlü kumaşı, yiyerek tahrip eder. Bazı elbise güvesi türleri, ''yılda iki döl'' verirler.

Halı güveleri, evlerimizdeki; ''yün, ipek, keçe, kıl, tüy, pamuk ve kendir'' gibi,''hayvanlardan ve de bazı bitkilerden'' elde edilerek yapılan ürünleri,''besin'' olarak tamamen tüketirler. Veyahut, onlara ''çok büyük zararlar'' verirler!..Halı güvesi, yumurtalarını;''elbiselerin; koltuk altına, dikiş aralarına ve yakasına''; ''tükettiği malzemeyi ve ürettiği yapışkan içerikli bir salgıyı'' kullanarak ördüğü, bir kozanın içerisine koyarak, bırakır.

Halı güveleri, ''besin bulamadığı zamanlarda,'' tıpkı ''yumurtalarını saklamak'' için yaptığı gibi kendisine bir ''koza örerek,'' içine girer ve aylarca burada kalabilir. Açlığa, çok ''uzun bir süre'' dayanabilir. Değerli elbise ve eşyalara zarar vererek, büyük maddi kayıplara neden oldukları gibi, insan cildinde çeşitli ''alerjilere'' de neden olabilen, bu haşerelerle ''mücadele etmek için'' uzman bir ''böcek ilaçlama'' firmasından, profesyonel yardım almak şarttır!..

Deri Güvesi
Deri güvesi, daha çok deriden yapılan; ''giysiler ve deri ürünlerin üzerinde'' görülür. Deri veya kürk güvesinin ''kahverengimsi-sarı kanatlarının üstünde siyah benekler'' görülür. ''Evlerde ve fabrikalarda''çok sık görülen bu güveler, üzerinde bulundukları ''deriden üretilen tüm eşyaları'' kemirerek, beslenirler!.. Evlerimizdeki, deriden üretilmiş; ''elbise, çanta, cüzdan ve koltuklara kadar'' ne varsa her şeyi kemirirler. Bu ''haşere'' türü, ''deri fabrikaları, depolar ve mağazalar'' için büyük bir sorundur. Deriden üretilen, çok pahalı ürünler, daima ''güve riski'' altındadır!..

Deri güvesi, ''hayvan derisinin'' yanında diğer ''hayvansal ürünleri' de kemirerek, beslenebilen bir canlıdır. Bulundukları alanlardaki, tüm ''hayvansal ürünlere'' zarar vererek, büyük ''maddi'' kayıplara yol açarlar!. Bu türden haşerelerle, mücadele edebilmek için mutlaka, ''profesyonel insanlardan'' yardım alınarak, ''haşere ilaçlama'' yaptırılması şarttır. İlaçlama firması mutlaka, ''T.C. Sağlık Bakanlığı izinli ve kullanılan ilaçlar; kaliteli ve yönetmeliğe uygun'' olmalıdır!..

GÜVE İLE KELEBEK ARASINDAKİ FARKLAR
Fiziksel görünüm olarak güveler, ''kelebeklere'' oldukça benzerler. İşte, bu yüzden de sık sık karıştırılırlar. Oysa, şu asla unutulmamalıdır ki; ''güveler, kelebeklere göre çok daha tehlikeli'' canlılardır!. Evinizde,''kelebek benzeri'' bir canlı gördüğünüzde onun, ''güve'' olup, olmadığını biraz yakından inceleyerek, kolayca anlayabilirsiniz. Öyle ki; kelebeklerin kanatlarında, ''renk pigmentleri'' vardır. Güvelerin üzerinde ise ''pullar'' yer alır.

Bu ayrıntı; ''kelebeklerle, güveleri'' ayırt edebilmek için oldukça önemli bir özelliktir. Güvelerin kanatları; ''çok ince, tüy benzeri kıllarla'' kaplıdır. Oysa ki, ''kelebek türlerinin kanatlarında'' bu şekilde ''ince tüyler'' yoktur. Güveler, genellikle; ''kahverengi, siyah, gri, krem rengi'' gibi,''mat ve soluk'' renklerde olurken; kelebekler, canlı ve parlak ''gökkuşağı'' renklerine sahiptirler.

''Güveler, geceleri, kelebekler ise gündüzleri'' aktiftir. Bunun ''en büyük'' nedeni ise, ''kelebek türlerinin; gün ışığında açan çiçeklerin, polen ve nektarı'' ile beslenmeleridir. Oysa ''güveler,'' genellikle; ''tarladan toplanarak veya fabrikada işlenerek, bir yerlere depolanmış'',''bitkisel ve hayvansal ürünlerle'' ilgilenirler!..''Güveler'' de ''radar sistemi'' çok gelişmişken,''kelebeklerde'' pek fazla gelişmemiştir. Gece karanlıkta, yön bulma ve yiyecek aramayı bu şekilde sağlarlar.

GÜVELERİN ZARARLI ETKİLERİ
Bu canlılar, insanları ''ısırarak'' zarar vermeseler bile, birçok gıda üzerinde dolaşarak, bakteri taşıyabilirler!. Ama ''asıl'' zararı yapan larva;''yün, pamuk, ipek, keten, deri'' gibi ''malzemeler'' kullanılarak üretilen, ''çeşitli türdeki ürünleri'' yiyerek, ''zarar'' verebilir. Güve larvaları, özellikle hayvan yünlerinden yapılmış olan ''kıyafet ve her türlü eşyaya'' musallat olurlar. ''Kaşmir, yün, ipek ve deriden yapılan; kürk, elbise, halı ve perdelere'' çok büyük ''zararlar'' verirler.

Güve larvaları,''odun ve ağaçlardan'' yapılmış olan, bazı ev eşyalarına zarar verebilir. Manevi değeri olduğu için saklanan; sandıktan tutunda, maddi değeri yüksek olan ''antika çerçeve ve tabloya'' kadar bütün ''ahşaptan üretilen eşyalara,'' özellikle; larvaları, ''çok yoğun'' bir şekilde saldırırlar!. Parke ve lambri gibi evin ahşap bölümleri de ''yumurta ve larvaların'', çok fazla bir şekilde görüldüğü yerlerin arasında, ''ilk sıralarda'' yer alırlar.

Tüm bunların yanında;''un, makarna, buğday, zeytin, fındık, kuru üzüm'' gibi ''tahıl ve meyve'' yiyen çeşitleri de vardır. Tahıl güvesi larvası; ''buğday, çavdar, arpa ve yulaf'' gibi ''bitkilerin'' tanelerini kemirerek,'' onları ''tamamen kullanılamaz'' hale getirir. Güveler,''eşyalara ve gıda ürünlerine'' zararlar verirken, ''yiyeceklerin'' üzerine bulaştırılan; ''salyaları, dışkıları ve diğer bazı atıklarıyla'' insanlara, birçok ''hastalık mikrobunu'' da taşıyabilirler!..

Erişkin olan güvelerin, ''ağız yapılarında'' bulunan ''hortum'' benzeri organları; ''kısa ve çok körelmiş'' olduğundan hiçbir şey yemezler!. Yalnızca ''üremeyi'' sağlarlar. Pupa evresinden çıkar çıkmaz eşleşen dişiler, birkaç dakika sonra da yumurtlamaya başlarlar. ''Dişi güveler'' yumurtalarını özellikle, ''mayıs ve haziran'' aylarında; ''kürk, elbise ve halı'' aralarına bırakır.

Yumurtadan çıkan larvalar, güçlü çeneleri ile;''kumaş, halı, kilim ve kürk'' gibi eşyaları tahrip etmekle kalmayıp, bunların ''liflerinden'' vücutlarından ürettikleri, bir salgıyı da kullanarak, bir tür ''koza'' örerler. İçerisine girerek, ''gizlendikleri'' bu kozayı gittikleri her yere, beraberlerinde götürürler. Halı güvesinin larvaları,''koza'' yapmazlar. Ama ''halıların içinden'' kolaylıkla geçip, hareket edebileceği ''derin tüneller'' açarlar!..

Yıllarca önce insanlar, ''Amerikan kaktüsü'' tohumlarını Avustralya’ya getirip ektiler. Fakat bu kaktüs, kısa zamanda ''azgın hale'' dönüşüverdi. Binlerce dönümlük,''kurak alanları'' bir anda sarıverdi!..1925 yılında Arjantin’den, sadece ''2750 adet kaktüs güvesi yumurtası'' Avustralya devletine gönderildi. Yumurtalardan çıkan larvalar, bu''zararlı kaktüsleri'' hızla kemirerek, çok kısa bir süre içinde ''istilaya'' son verdiler!.

Bazen ''kış mevsiminde'' bile, ''sıcak'' odalarımızda güvelere rastlayabiliriz. ''Mart ve ağustos'' ayları arasında, eşyaları ''havalandırmak ve fırçalamak'' faydalı olabilir. Güvelerin bulunduğu yerler, genellikle; kiler raflarındaki yarıklar ve çatlaklardır. Üreme dönemlerinde yumurtalarını ''yün giyim ürünleri ya da eşyaların arasına'' bırakıp, daha çabuk büyümelerini sağlarlar. Halı ve elbiselerde bulunan güve yumurtaları, ''gözle'' görünmez. Bazı ''güveler'' ise yumurtalarını, doğrudan ''besin maddelerinin'' üzerine bırakırlar!..

Giysilerde bulunan güvelerin ''yok edilmesi ya da hiç gelmemesi'' için çok az kullanılan ''giyim eşyalarının'' arasına; ''lavanta, fesleğen, nane, kafur, defne, karabiber'' gibi, ''keskin kokuları'' olan ''doğal malzemeleri'' yerleştirebilirsiniz. Bu malzemelerden en fazla, hoş bir kokusu olan lavanta kullanılır. ''Lavanta keseleriyle'' giysi dolaplarında uçuşan güvelerin, önüne geçilebilir. Naftalin, hem sağlığa oldukça zararlıdır hem de güveleri kovmada fazla bir etkisi de yoktur!..

Her ne kadar doğal olsalar da, ''bitkisel ürünleri'' kullanırken de ''ölçüyü'' kaçırmamak gerekir. Öyle ki; ''bitki ve ağaçlar,'' kendilerini; ''böcek, asalak, bakteri, mantar'' gibi birçok ''zararlının'' saldırılarından korunmak için ''doğa'' tarafından, birtakım ''zehirli silahlarla'' donatılmışlardır!. Bu bitkilerin, genellikle ''yağlarında'' yer alan bu etkin maddeler, insanlarda olduğu kadar bazı hayvanlarda da ''olumsuz etkiye'' neden olabilmektedir.

''Manolya, lavanta, defne, bergamot, sandal ve sedir ağacı'' gibi pek çok bitki türü, kendilerini ''böceklerin saldırılarından'' korumak için ''naftalin ve benzeri maddeler'' üretirler. Bu tür, etkin maddeler, böcekleri; ''felç ederek, zehirleyerek veya eriterek'' kendilerini korurlar. Güveler, bu nedenle, ''kokulu türdeki'' bitkilerin; ''yaprak, çiçek ve yağından'' uzak durmayı tercih ederler!..

Bir kilo ''naftalini'' evinizin her yerine serperseniz, zehirlenebilirsiniz!.. 10 gram naftalini yiyen biri zehirlenebilir. 10 gram lavanta yağı içen de zehirlenir, ve hatta 10 miligram okaliptus yağı ise onu ''içen'' bir insanı kesinlikle öldürür!.. Ama tıpkı, insanları iyileştirebilmek için kullanılan ''ilaçlar'' gibi, hepsini; ''daha az miktarda ve uygun dozlarda'' kullandığınız takdirde çok büyük ''fayda'' sağlayarak, ''güve ve benzeri haşereleri,'' yaşam alanlarınızdan uzak tutabilirsiniz!..

GÜVE İLE MÜCADELE VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
Evimizdeki üzerinde ''güve kalıntısı'' olduğunu düşündüğünüz; ''giysiler ve halılar,'' kesinlikle ''yıkanıp, fırçalanmalıdır.'' Ayrıca sık sık ''havalandırmak'' da ''güveleri'' yok edilebilir. Haşere ilaçlaması yapılırken,''sisleme yöntemi'' ile ''kokulu böcek ilacı'' kullanmak şarttır. Kapalı olan alanlarda yapılan bu tür ilaçlama yöntemi, ortamda bulunan bütün kumaşlarda yer alan güve türlerinin yok edilmesini sağlar!..

''Tavan arası ve merdiven altında'' saklanan veya ''kıyafet ve eşyaların'' arasında, güve olma ihtimali oldukça fazladır. Güvelerin ''ürememesi'' için ''iç alanlarınızı'' da ilaçlama yaptırmanız gerekir. Tahıl güvesi zararlısından korunmak için mutlaka, ''kuru gıdalar'' havalandırılmalıdır. En kısa sürede de ''mekan ilaçlaması'' yaptırılmalıdır!. İlaçlama işlemi sırasında, ürünlerin üst kısmı sıkıca örtülmelidir. Veya ''başka bir alana'' taşınmalıdır.

Güveler, ''çok uzun bir süre'' boyunca, kozanın içerisinde saklanabilir. Evinizde bu canlıyı havada ''uçarken'' göremeseniz bile, ''giysi ve kumaş ürünlerinizde'' olağan dışı ''delikleri'' görüyorsanız eğer, mutlaka güvelerden şüphelenmelisiniz!..''Güve kovucu'' olarak, en çok
bilinen ve ''bilinçsiz'' bir şekilde, oldukça sık kullanılan naftalin; 1820 yılında keşfedilmiştir, ''Katran'' denilen ve ''kömürün damıtılmasından'' elde edilen bir maddenin, yan ürünüdür.

Güve gibi ''zararlılara'' karşı bir zamanlar kullanılmıştır fakat bugün artık hemen hiç bir yerde kullanılmayan, ''zehirli bir kimyasal'' maddedir. Kullanımdan kaldırılmasının başlıca nedenleri arasında;''üretiminin, zahmetli ve tehlikeli olduğu; ayrıca bu maddenin belli dozlarda öldürücü etkisinin olması ve bilimin, benzer işi gören ve daha az zararlı, maddeleri üretebilmiş olması'' gibi daha birçok ''etken'' sayılabilir.

AB ve ABD’de piyasada satılan, ''naftalin'' olarak bilinse de, ondan ''oldukça farklı ve daha az zararlı'' bir kimyasal madde olan; ''diklorobenzen'' sıklıkla kullanılmaktadır.''Naftalin,'' güveleri ''zehirleyerek öldürürken'', bu madde; ''kokusuyla,'' kaçmalarını sağlıyor!. Daha az kullanmak da yeterli olmaktadır!. ''Zehir etkisi'', kullanılan miktarla orantılı olarak, naftaline göre oldukça düşüktür. Ama yine de, ''masum olduğu'' asla söylenemez!..

Düşük dozlarda ve zararsız olması nedeniyle, sadece güveye karşı değil, her türlü kokuya karşı; ''koku bastırıcı ve parfüm'' olarak, birçok üründe kullanılmaktadır. Her ne kadar, etkisi az olsa da ''bebekler açısından'' durum hiç de öyle değildir!.. Bu ürünün ''aşırı kullanılması'' nedeniyle çıkan yoğun ''kimyasal kokudan'' etkilenip, rahatsızlananların çoğu, bebek yaştaki çocuklardır!..

Zehirlenenler ise naftalini (diklorobenzen), ''şeker'' diye yiyen, ''küçük çocuklardır!.. İşte, bu yüzden de, ''çocuklardan kesinlikle uzak tutulması'' gerekir!.. Naftalin; ''zehirli etkisi'' olan ve küçük bir çocuk, onu ''yediğinde öldürebilen'' bir maddedir!..''Lavabolarda veya güve kovmak'' için kullanılan,''naftalin topları,'' ortalama '30-40 gün' arasında eriyerek, ''gaz'' haline dönüşür.
Bu süre içinde, çocuklar mutlaka bu ortamdan uzak tutulmalıdır.

Oldukça sık ''şikayet edilen'', haşere türlerinden olan, ''güveler'' için mutlaka; ''buharlama ya da sisleme'' denilen; ''sıcak veya soğuk su'' katılarak, hazırlanmış olan, ''yoğun kokulu böcek ilacı uygulaması'' tercih edilmelidir. Güve ile ''mücadele etmek'' oldukça zordur!. Bu nedenle, mutlaka ''profesyonel böcek ilaçlama şirketlerinden'' yardım alınmalıdır.''Güve ile mücadele'', türlerine göre farklı şekillerde yapılır. Mesela; bir ''elbise güvesi ile tahıl güvesi'' için asla aynı ilaçlar kullanılmaz.

Güvelerin bulunduğu alanlar mutlaka, ''T.C. Sağlık Bakanlığı'' tarafından onaylanan, ilaçlama firmaları tarafından, ''böcek ilaçlama uygulaması'' yapılarak iyice ''dezenfekte'' edilmelidir. Bu ''uygulama'' sırasında kullanılan ''böcek ilaçlarının,'' ''yönetmeliğin şartlarına'' kesinlikle uygun olması gerekir!. Uygulama yaptırdıktan ''birkaç gün'' sonra da detaylı bir temizlik yapılmalıdır. ''Alerjik bünyesi olanlar ya da küçük çocuklu aileler,'' bu konuda daha dikkatli olmalıdır.

Güve böceği, ''yumurtlama yöntemi'' ile çoğaldığı için mutlaka,''periyodik'' bir şekilde ilaçlama işlemi yapılmalıdır. Şu asla unutulmamalıdır ki; hiçbir ''haşere ilacı'', böcek yumurtası ve koza içindeki larvaya kolay kolay etki etmez!. Bu yüzden de; ''yumurta çatlama süreleri'' göz önüne alınarak, ''15-18 gün'' kadar sonra ''2. kez ilaçlama uygulaması'' yaptırmak gerekir!.. Böylece tüm zararlılar yok edilmiş olur!.

Farmapest Haşere ve Kemirgen Kontrol Hizmetleri, T.C. Sağlık Bakanlığı onaylı ve izinli, belge ve ilaçlarıyla, sizlere her türlü haşere ve kemirgen sorunu çözümünde çeşitli alternatifler sunabilecek, bilgi ve tecrübeye sahip olan uzman kadrosuyla hizmetinizdedir.
İletişim Bilgileri
Avrupa Yakası
Seyrantepe Mah. Gülendam Sok. No:14/A 4.Levent / Kağıthane / İST.
Anadolu Yakası
Çınar Mah. Mustafa Kemal Atatürk Cad. Canlı Sok. Gülbağ Pasajı No: 6/13 Küçükyalı
Maltepe / İST.
Tel : (0542) 473 10 89 - (0212) 279 87 98
www.farmapest.com Mail Adresi: farmapest@gmail.com
böcek ilaçlama,haşere ilaçlama,kemirgen kontrol,hamam böceği ilaçlama,sivrisinek ilaçlama,pest ilaçlama,pest control,dezenfektasyon hizmetleri,bahçe ilaçlama,ev ilaçlama,pest kontrol,kene ilaçlama,karınca ilaçlama,tahtakurusu ilaçlama,sümüklüböcek ilaçlama,salyangoz ilaçlama,akrep ilaçlama,pire ilaçlama,
Comments